Hurriyet

14 Kasım 2010 Pazar

Sadece "Calisarak" Basarili Olunacagini Sananlardan misiniz?

Okuldaki egitim ve ogretimin temel mesaji insanin calisarak herseyi elde edebilecegi yonunde. Bunda bir yanlislik oldugunu dusunmuyorum, zira insana cocuk yastan calismanin onemini kavratiyor. Ne kadar cok calisirsan o kadar yuksek not alirsin ve o kadar takdir toplarsin. Ancak insan okul gibi korumali bir ortamdan cikip gercek hayata atildi mi sudan cikmis baliga donuyor. Kimisi hemen iyi bir is buluyor ve basliyor hummali bir sekilde calismaya. Kimisinin ise is bulmasi zaman aliyor ve is buldugunda da oyle kendini paralarcasina degil de "normal" bir seviyede calisiyor.

5-10 yil sonra bu iki kisiye tekrar bir goz attiginizda bazen bakiyorsunuz ki isini daha kolaydan alan ve daha "relaks" davranan almis basini gitmis, mudur olmus, yonetici olmus, o herkesin imrenerek baktigi pozisyonlarin basina gecmis. Kendisini heba edercesine calisan ise neredeyse ayni yerde yerinde sayiyor. Iste okulda yaratilan "cok calisan cok kazanir" paradigmasinin yikildigi an bu.

Hayatta genel anlamda mutlu ve basarili olmanin asagidaki 3 bilesene bagli olduguna gonulden inaniyorum:

1. Dogru yerde,
2. Dogru zamanda,
3. Dogru insanlarla karsilasmak.

Bu ucluyu "calismak" ile birlestirdiginiz zaman ise harikalarin meydana gelmemesi icin hicbir sebep yok. Isin cetrefilli kismi ise yas ilerledikce yukaridaki bu ucluyu kontrol etme sansinizin azalmasi. Gencken daha esnek olabilirsiniz. Bulundugunuz sirketin dogru yer olmadigini dusunuyorsaniz hemen is degistirebilirsiniz, hatta cok mutsuzsaniz bir sureligine issiz kalmak ugruna bulundugunuz sirketten ayrilip yeni bir is arayabilirsiniz. Bulundugunuz ulkenin dogru ulke ancak yanlis zaman oldugunu dusunebilirsiniz. Baska bir ulkeye gocmen veya yabanci uyruklu calisan statusunde gidebilirsiniz. Ancak gencken genelde bakmakla yukumlu oldugunuz bir aileniz olmaz, dolayisiyla verdiginiz kararlar sadece sizi etkileyen kararlar olur ve geri donusu bu anlamda daha kolay olur. Ancak yas ilerleyip aile kurup cocuk sahibi olunca verdiginiz kararlardan hop diye donmek ve sert bir U donusu yapmak her babayigidin harci degil. 

Okulda bize nasil ve ne kadar calismamiz gerektigi ogretiliyor, ancak okuldaki yuksek notlar kesinlikle hayattaki basarinin garantisi olmuyor. Dogru yerde, dogru zamanda, dogru insanlarla karsilasmadikca arzu ettigimiz basari ya cok gec geliyor ya da hic gelmiyor. Dolayisiyla hayatla ilgili planlarimizi yaparken beklentilerimizi gercekci tutmanin asil mutlulugu getirecegini dusunuyorum. Etrafimizda olan bitenin farkina varip dunyanin genel gidisati hakkinda ne kadar bilgi sahibi olursak beklentilerimizi de o kadar dogru yonlendirebiliriz.

Hani bir dua vardir (tam metni hatirlamiyorum malesef):
Dogruyla yanlisi ayirt edecek akil,
Yapabileceklerimle yapamayacaklarimi ayirt edecek goz ver diye.

Basari ve mutlulugun anahtari insanin kendine dogru gozlerle bakmasindan ve kendisini etrafindaki degiskenlerin durumuna gore konumlandirmasindan geciyor. Bunu basarabilmek icin ise sadece "zeka" degil, bundan daha da onemli olan "akil" gerekiyor.

Sevgilerimle,

Aydede

Hiç yorum yok: