Hurriyet

6 Kasım 2010 Cumartesi

Cokbilmislik, Imam, Kulup, Kadin

Gun icinde kac kez nasihat dinliyorsunuz? Etrafinizdaki insanlarla kurdugunuz iletisimin icerigini bir dusundugunuzde aslinda soylenen bircok seyin "nasihat verme" maksadiyla yapildigini goreceksiniz.

A: "Bugun cok basim agriyor, dun zor bir gece gecirdim."
B: "Bir Aspirin al, gecer, hatta ben gecenlerde C vitaminlisini kullandim, harika!"

Burada A'nin aklindan soyle birsey geciyor olabilir:
"Dun esimle kavga ettik ve gece o koltukta uyudu, ben ise mutfakta tum gece oturdum ve uyuyamadim. Konusacak, beni dinleyecek birine ihtiyacim var."

B'nin verdigi cevap, A'nin beklentilerini karsilamak yerine 5 dakika da olsa kurulacak guzel bir iletisimi bastan kestirip atiyor.

Cokbilmislik enteresan bir akil ve ruh durumu. Insan biraz buyuyup, olgunlasip hayati anlamaya basladi mi saniyor ki ogrenmesi gerekenin hepsini ogrendi ve artik etrafa nasihat dagitabilir. Bu ruh halinin aslinda etrafiyla olan baglarini tamamen kopardiginin ve kendisini icinde bulundugu ortamdan nasil soyutladiginin farkina vardiginda ise artik baskalarinin kendisiyle ilgilenmedigini hayretler icinde fark ediyor.

Gecenlerde Hollanda'da yasayan Cezayir asilli musluman bir kadinin basina gelenleri okudugumda cokbilmisligin aslinda sevimsiz oldugu kadar tehlikeli bir akil ve ruh durumu oldugunu da fark ettim. Sanirim Amsterdam'da yasayan bu kadin bulundugu mahalledeki Cezayirli diger kadin arkadaslariyla toplanip ev disinda da vakit gecirecekleri bir kulup kurmak istiyor. Bu amacla belediyeye gidiyor ve kulubun amacini anlatan bir yaziyla kulubun kurulusu icin basvuruda bulunuyor. Belediyedeki gorevli basvuruyu aliyor ve kadina 2 hafta sonra sonucu alabilecegini soyluyor ve kadin belediyeden ayriliyor. Iki hafta sonra kadin belediyeye kulubun kurulus asamalarini ogrenmek ve hazirliklara baslamak icin geliyor ki aldigi cevap karsisinda soke oluyor.

"Hanimefendi, biz belediye olarak basvurunuzu degerlendirdik. Degerlendirirken sizin mahallenin imamina gittik, boyle bir kulubun Cezayir toplulugu icin uygun olup olmayacagini sorduk. Imam da kadinlarin boyle faaliyetlerde bulunmasinin Cezayir kulturu acisindan uygun olmadigini soyledi. Dolayisiyla basvurunuzu reddetmek durumundayiz!"

Ve tek amaci arkadaslariyla evin disinda da biraz vakit gecirebilmek olan Cezayirli kadin tiris tiris tekrar evinin yolunu tutar.

Bu olayda beni sasirtan imamin tutumundan ziyade (bunun Islamiyet adina normal karsilandigini biliyoruz artik) demokrasi havarisi bir Bati devletinin imamdan icazet almasi. Yeri geldiginde bizi acimasizca elestiren, Islamiyeti yerden yere vuran, ne kadar anti-demokratik oldugumuzu ballandira ballandira anlatan insanlar sirf kendi evlerinde hayat sut liman aksin, kimse kimseye bulasmasin diye kendi demokrasileri icinde gayet normal karsilanacak bir talebi, yine kendi vatandasi olan ancak musluman kokenleri olan bir kadin yapinca "kavga cikmamasi adina" geri cevirebiliyorlar. Ve de bunu, varolan tum yasalarina ragmen, bir imamdan icazet alarak yapabiliyorlar.

Gecenlerde Nuray Mert'in bir yazisinda okudum. Soyle diyor:

"Laik çevrelere kötü bir haberim var. Batı dünyası, bir süredir, bizim gibi ülkelerde, demokrasiyi kendisi için tanımladığı standartlarda tanımlamaktan vazgeçti. Klasik oryantalist bakışı yansıtan, “Bon pour l'Orient” tabiri, yani, bizim için değil ama “Doğu için iyi” anlayışı, demokrasi konusunda bizden beklediklerini tanımlamaya başladı. Bu konuda yazılıp çizileni okusanız saçınızı başınızı yolarsınız. Bu yeni paradigma çerçevesinde, en temel özgürlüklerin kısıtlanması bile, ‘kültürel tercih' olarak temize çıkabiliyor. Ben buna, politik doğruculukla takdis edilmiş oryantalizm (veya “Politically correct orientalism”) diyorum."

Burada Bati'nin yillardir biriktirdigi kulturel ve maddi serveti kesinlikle yadsimak istemiyorum. Anlatmak istedigim demokrasi ve dunya hakkinda cok bildigini iddia eden insanlar ve toplumlar bir yerden sonra sadece kendilerinin en iyiyi bildigine inanip karsi tarafi dinlemeye tenezzul bile etmiyorlar. Ve sonuc olarak buyuk bir "iletisim kazasina" sebep oluyorlar. Bu kazanin sonucu olarak ise asagidaki denklem ortaya cikiyor:

Cokbilmis = Bati ulkeleri
Imam = Statuko
Kulup= Demokrasi

Bu durumda Kadin da olsa olsa Fatmagul olur, degil mi?

Selamlar, sevgiler.

Aydede

Hiç yorum yok: