Hurriyet

13 Ekim 2010 Çarşamba

Gecenlerde Viyana'da bir film festivaline bir film geldi: Women without Men, yani erkeksiz kadinlar. Filmi gormedim, ancak afisinde bir cami avlusunda veya sokakta (orayi afise bakarak tam olarak kestiremedim) yalniz basina dolasan birkac carsafli kadin vardi. Tahmin ediyorum Islami cercevede yasayan toplumlardaki kadinin yalnizligini anlatan bir filmdi.

Insanlarin inanclari dogrultusunda yasamalariyla ilgili bir sorunum yok, gercekten. Ancak herhangi bir irktan, cinsten, milliyetten bir insana dayatma usulu empoze edilen hayatlar beni cileden cikariyor. Belki musluman bir Turk kadini olarak dunyadaki dine dogru yonelisin bana da gun gelip istemedigim bir hayat tarzi dayatmasindan korkuyorum, belki de babalarindan dolayi Katolik taraflari da olan ogullarimin gun gelip de Katolik kimliklerini musluman bir ortamda ozgurce yasayamayacaklarindan korkuyorum. Ne derseniz deyin, kadini ikinci sinif kabul eden, yok sayan, baski altina almaya calisan toplumlari anlamiyorum ve onlardan hoslanmiyorum.

Gecen yil esimle Misir'da 5 yildizli bir tatil koyune tatile gittik. 5 yildizli oldugunu belirtiyorum ki gittigimiz yerin Misir'in kalburustu bir yeri oldugu anlasilsin. Allah'im, toplum icindeki kadinlar sanki yer yarilmis, icine girmis. Oteldeki housekeeping, asci, garson, resepsiyon, tuvalet temizlikci, hepsi erkek. Bir de ben tipik bir Arap kadinina benzedigim icin yerli halk tarafindan surekli goz hapsine alindim ve soru yagmuruna tutuldum. Yuzlerindeki hayranlikla karisik sorgulayici ifadeler butun tatili bana haram etti. 1 hafta sonunda turistler haricinde gordugumuz tek yerli kadin havaalanindaki Information Desk'teki kadindi. O da bastan asagi kara carsafin icinde oldugundan aslinda onu gordugumuz pek soylenemez.

Bugunku politikacilarin icine dolanip da bir turlu cikamadiklari "turbanin" kadinin toplumdaki yerini ikinci plana ittigini dusunuyorum, bu benim kisisel gorusum. Kadina edilgen bir gorunum veriyor ve kadinin elini zayiflatiyor. Ayrica bir kadinin basini ortmesinin veya ortmemesinin erkeklere ve devlete vazife olmadigi kesin. Keske herkes su konudan elini etegini cekse de kendi iradesiyle ortunen kadinlar gercek anlamda ortaya cikabilse. Hesap kitap yapmadan, gelecek kaygisi tasimadan, kocasinin alacagi ihaleyi dusunmeden, yani kisacasi "mahalle baskisi" olmadan kac kadin acaba tamamen kendi ozgur iradesiyle turban takiyordur. Bakin, benim babaannem olene kadar basortusu kullandi, ama inanin bir gun bile bunu sorgulamadik hicbirimiz. Neden? Cunku o bunu kendi istegiyle yapti, siyasete alet olmadan, rant pesinde kosmadan.

Bugunlerde kafama takilan bir suru soru var. Bazen cevaplari dusunerek buluyorum, bazen okudugum bir haberde cevap karsima cikiveriyor, bazen de cevapsiz kaliyor sorularim. Iste hayatin guzelligi de burada: Dusunuyorum, oyleyse varim!!

Herkese ortusuz "beyinler" diliyorum.

Aydede

Hiç yorum yok: