Hurriyet

12 Haziran 2011 Pazar

AKP'nin buyumesi neden sizi sasirtiyor anlamiyorum dogrusu!

Turkiye'de sosyal demokrasi hicbir zaman var olmadi. Sosyal demokrasiye sadece buyuk bir ozlem duyuldu her zaman, o kadar.

Turkiye dunya duzenindeki yerini  kapitalizmden yana secmis bir ulke. Bunda Amerika Birlesik Devletleri'nin Turkiye uzerindeki nufuzunun etkisi cok buyuk. Bir dusunsenize, Avrupa'dan esinlendigimiz herhangi birsey var mi? Avrupa Birligi diyeceksiniz, ama Turkiye'nin ve de ozellikle AKP'nin AB'ye girme niyetini surekli tekrar etmesinin 2 sebebi var:

1. AKP yuzunu Bati'ya cevirmis gibi yaparak herkesi aslinda ne kadar modern ve ilerici olduguna inandirmaya calisiyor. Yani AB'yi nihai hedef olarak gormuyor, Turkler'in  "Avrupa Ruyasi" ni oy politikasinin bir parcasi olarak kullaniyor.

2. AB isi inada bindi. Avrupa Turkiye'yi istemedikce Turkiye Avrupa'ya daha cok asiliyor. Umutsuz bir ask hikayesi gibi.

Daha onceki yazilarimda da hatirlarsiniz. Ben Amerika'yi hic merak etmem, Amerika'dan pek haz da etmem. Cocuklugumuzdan beri dunyaya dair duydugumuz ve gordugumuz hersey Amerika kaynakli. Yabanci film diyince aklimiza hemen Amerikan yapimlari gelir, Avrupa veya Uzak Dogu yapimlari filmler degil. Yurtdisinda egitim diyince yine aklimiza Amerika'daki okullar gelir. Avrupa'daki okullara nedense burun kivrilir veya Amerika'daki okullar kadar itibarli sayilmazlar. Bunun nedenini Avrupa'da uzun yillar yasayinca daha iyi anladim. Avrupa koloni Avrupa'si zamanindaki yayilmaci politikasini tamamen birakmis durumda. Hicbir sekilde hicbir ulkeye kendi rejimini veya demokrasisini ihrac etme kaygisinda degil. 2. Dunya Savasi'ndan sonra yasadigi yikim ve de Berlin Duvari'nin yikilmasindan sonra yuzlestigi bolunmusluk duygusu Avrupa'da travma yaratmis durumda. Dolayisiyla Avrupa'nin kendi evini toparlamaktan ve de savastan sonra yarattigi serveti korumaktan baska hicbir seyde gozu yok.

Amerika oyle degil. Amerika gunumuzun yayilmaci politikasi guden ulkelerinin basinda geliyor. Herkese kendi rejimini ve kendi dogrularini empoze etmek uzerine kurulu bir dis politikasi var. Cunku Amerika kapitalizmin dogdugu yer. Etkisi altina aldigi yerlerdeki tuketimi arttirarak kendi ve dunya ekonomisini tuketim uzerine oturtmak isteyen bir ulke. Satarak zengin olma yolunu secmis bir ulke. Turkiye gibi kendisini sosyal demokrasiden cok liberalizme yakin goren bir ulke icinse Amerika Avrupa'dan daha cazip geliyor.

Iddia ediyorum ki Turkiye'de yasayan insanlarin buyuk bir cogunlugu Avrupa sartlarindaki sosyal demokrasi icerisinde yasiyor olsalar cok mutsuz olurlardi. Cunku sosyal demokrasinin temel felsefesi olan  "elindekiyle yetinmek ve ortalama standartlarda yasamak"  bircok Turk icin cendereye girmekle esdeger anlama gelirdi. Ornegin Avusturya'yi ele alalim. Sosyal devlet her isteyen vatandasina ev veriyor, degil mi? Ne guzel, hicbir zaman acikta kalma ihtimaliniz yok. Ancak evi senin yasina, basina, boyuna, posuna, gelir durumuna, ailevi durumuna bakarak veriyor. Yani, evi veriyor, ama evi secme sansini kesinlikle sana birakmiyor. Tek basina yasayan, saglikli ve calisan bir bireysen sana 50 metrekarelik ev yeter diyor. Catlasan da patlasan da sana 51. metrekareyi vermiyor. Istersen kirasini kendi cebinden odeyip daha buyuk bir evde yasama sansin var tabi, metrekaresi 16 EURO'dan.

Amerika ve Turkiye arasinda ise bircok paralellik soz konusu. Ikisi de tuketim toplumu. Ikisi de gosterisi seviyor. Ikisini de kahramanlik hikayeleriyle kandirmak cok kolay. Bush, Orta Dogu'daki petrolun kontrolunu eline gecirmek icin Irak'a girip burayi yerle bir ediyor ve bunu da  Amerikan halkina  "terorle savas"  diyerek yutturuyor. Erdogan, Orta Dogu'da suregelen karmasada kendisinin de soz hakki olabilmesi adina Israil'e  "one minute" diyiveriyor ve bunu da Musluman dunyasina  "Israil'e karsi bas kaldiran ilk Musluma lider"  olarak satiyor. Yani Amerika da Turkiye de kendilerinden birer kahraman yaratma sevdasiyla yola cikmis iki ulke. Bir de din somurusu var ki iki ulkede de son derece prim yapan bir olgu. Goreve geldiginden beri Obama'nin dini Amerikan halkinin en populer tartisma konulari arasinda yer aliyor. Turkiye'de ise AKP tum soylemini zaten din eksenine oturtmus durumda. Avrupa'da ise dinin esamesi bile okunmuyor artik.

Peki tum bu oyunun icinde CHP ve sosyal demokrasi nerede? Bence hicbir yerde. Bugun Turkiye'de CHP'ye oy verenler bence sosyal demokrasi istedikleri icin CHP'ye oy vermiyorlar. Onlar Ataturk'u ve O'nun yarattigi kahramanlik hikayesini sevdikleri icin CHP'ye oy veriyorlar. CHP'ye oy verenlerin hicbiri bence devletin verecegi 50 metrekarelik evde bir omur gecirmekten mutlu olmazlar. CHP'ye oy verenler de bence devlet hastanesinde tedavi olmaktansa ozel saglik sigortasinin karsiladigi otel tadindaki ozel hastanelerde tedavi olmayi tercih ederler.

Yani anlayacaginiz yillardir Turkiye'ye empoze edilen biraz muhafazakar, aile odakli, icinde uclari barindiran, tuketim ekonomisine dayanan, cafcafli ve yaygara koparmayi seven Amerikan kulturu nasil 80'lerde Ozal silueti ile karsimiza ciktiysa bugun de Erdogan siluetiyle karsimiza cikiyor, din ve inanc soylemi biraz daha kuvvetlenmis olarak.

Secim sonuclari henuz aciklanmadi. Ama  belli ki AKP 3. doneminde daha da kuvvetlenmis olarak sahnede oyununu oynamaya devam edecek. Istedikleri kadar duble yollar yapsinlar veya universite acsinlar, hepsi iyi, hos. Sadece Ataturk'e dokunmasinlar ve O'nun yarattigi aydinligi karartmasinlar, tek dilegim bu.

Hiç yorum yok: