Hurriyet

3 Eylül 2012 Pazartesi

Para nasıl kazanılır?

Geçenlerde bir beden öğretmeniyle tanıştım. Kendisi eski futbolcu. Büyük kulüplerde bir süre çalışmış. Bu süre boyunca karşısına farkli fırsatlar çıkmış. Amerika'daki bir üniversitedeki futbol takımını çalıştırması teklif edilmiş. Ancak İngilizce'yi geliştiremediğinden ve bazı özel sebeplerden bu fırsatı geri çevirmiş. Daha sonra Türk spor kulüpleriyle sıkı bağlar kurmuş, güzel bir network oluşturmuş. Ancak sonunda kendisi ve ailesi için daha güvenli olduğunu düşündüğü beden eğitimi öğretmenliğinde karar kılmış ve şu anda bir devlet okulunda beden eğitimi öğretmenliği yapıyor.

Sporu ve özellikle futbolu A'dan Z'ye çok iyi bildiğine inanıyor, eminim de öyledir. İşini seviyor ancak severek yapmıyor. Yani şöyle bir durum düşünün: Matematik konusunda çok başarılısınız. Önünüze hangi matematik sorusu çıksa gözünüz kapalı çözüyorsunuz. Ancak matematiği okulda öğrencilere anlatmaktan hiç zevk almıyorsunuz, böyle bir ruh hali düşünün.

Geçenlerde bu öğretmenimiz hak ettiği parayı kazanamadığından bahsetti. Birçok ünlü futbolcuyu tanıdığından, bu kişilerle sürekli bağlantıda olduğundan, futbolu Türkiye'de en iyi bilen kişilerden biri olduğundan, ancak futbol camiasında kendisine kimsenin iş vermediğinden yakındı. Hatta bir kulübe gidip şöyle bir talepte bulunmuş:

"Sizin için dünyayı gezeyim, iyi futbolcuları tespit edeyim ve getireyim, siz de bana bunun için ayda 10,000 - 15,000 lira maaş verin. Bu kadar kişiye bu kadar paralar veriyorsunuz, bana vereceğiniz 10,000 - 15,000 lira size dokunmaz!"  

Bu sözleri dinleyen 2 kişiydik ve kulaklarımıza inanmadık desem yeridir. Günümüzde ekmek aslanın ağzında değil midesinde. Artık iş ilanlarında  "İngilizce bilmek gereklidir"  diye bir ibare konmuyor, çünkü iş ilanları zaten İngilizce veriliyor. Globalleşme dediğimiz olgu ülkeler arasındaki sınırları kaldırmış durumda. Bu durum uzaktan bakınca hoş birşey gibi algılanıyor ancak globalleşen dünyada iş bulmak ve bunu sürekli kılmak istiyorsanız birkaç dil konuşmak ve çok çalışmak gerekiyor. Artık mesele iyi bir üniversiteden mezun olup konunun  "teorik"  tarafını iyi bilmekle bitmiyor. Bunun yanına birkaç dil, uzun çalışma saatleri ve ciddi bir network eklemeniz gerekiyor. Yani sevgili hocamızın dediği gibi futbolu iyi bilmek yetmiyor, mesleğin biraz da tabir-i caizse cefasını çekmek gerekiyor.

Yazımızın başlığı olan para nasıl kazanılır'a gelince: Bunun malesef tek bir cevabı yok, hatta cevabı bile olmayabilir. Bir bakıyorsunuz okulunu dereceyle bitirmiş bir öğrenci 10 yıl sonra hayatına sıradan bir muhasebe elemanı olarak devam ediyor. Bir bakıyorsunuz öğrenciliğinde pek de parlak olmayan sıra arkadaşı 10 yıl içinde uluslararası operasyonları yöneten bir idareci veya şirket sahibi oluyor. Bana kalırsa bir iş yaparken para kazanmanın yolu parayı çok fazla kafaya takmamak, yani parayı araç olarak kullanmak. Paradan ziyade aşağıdaki faktörler bana kalırsa başarıya giden yolun anahtarı:

- Sevdiğin işi yapmak
- Bu işi en iyi öğreten okulda okumak
- İş çevresinde sıkı bir network oluşturmak
- Doğru yerde, doğru zamanda doğru insanlara rastlamak ki bu sonuncusunda şans faktörünün ne kadar önemli olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım.

Sonuç itibariyle sevgili öğretmenimiz çok büyük hayal kırıklıkları yaşamakta. Ancak sevgili öğretmenimizin arzu ettiği parayı, sadece konuyu çok iyi bildiği için değil de işini severek yaparak, iş çevresiyle bağlarını sımsıkı tutarak ve de şans faktörünü de göz önüne alarak yaparsa kazanabileceğini anladığı gün hayal kırıklıklarının bir nebze de olsa azalacağını ümit ediyorum.

Siz ne dersiniz?

Hiç yorum yok: