Hurriyet

26 Ekim 2012 Cuma

Şeker gibi bir bayram geçiriyoruz :)

Hatırlarsanız geçen yıl bu zamanlar kayınvalidem bizi ziyarete gelmişti. Çocuklar kadıncağızı bir türlü eve sığdırmamışlardı. (Nedense) babaannelerin anneannelerden daha az  sevildiği gerçeğinin yanı sıra iletişim sorunu vardı. Kayınvalidemin anadili İspanyolca. Ancak geçen yıla kadar biz evde İngilize ve Türkçe konuştuğumuz için çocuklar kendilerini İspanyolca ifade edemiyorlardı, tabi bundan dolayı da babaanneyle yakınlık kurmak mümkün olmamıştı.
 
Eşimle düşünüp taşındık, bu işi çözmenin ve İspanyolca'yı çocuklara onları sıkmayacak şekilde öğretmenin yolunu bulmaya çalıştık Ve babaanneyi bir süre bizde kalması üzere davet etmeye karar verdik.
 
Başlangıçta açikçası eşim de ben de verdiğimiz bu kararın ne kadar doğru olduğu konusunda endişeliydik. Ben kayınvalidemi insan olarak çok severim. Çocuklarından başlamak üzere etrafındaki herkesi olduğu gibi kabul eden, saygı ve sevgi sınırları içerisinde yaşamayı ilke edinmiş ve çocuklara karşı son derece merhametli ve sabırlı bir insan. Ayrıca, zamanında anaokulu öğretmenliği okumuş, dolayısıyla öğretme nosyonunu bilen biri. Ancak tabi tüm bunlara rağmen kayınvalidemin bizimle birlikte uzun süre kalması fikri beni başta ürküttü. Eşime gelince, o da yıllar sonra tekrar annesiyle aynı çatı altında geçici bir süre için bile olsa birlikte yaşamanın neler getireceği konusunda kararsızdı. Ancak herşey o kadar güzel gelişti ki, şimdi kayınvalidemin gideceği günü eşimle düşünmek bile istemiyoruz.
 
Bir kere çocuklar İspanyolca konuşmaya başladılar. Bu deneyim, yani babaanneyle bir süre de olsa birlikte yaşama deneyimi, dil gelişimlerinin dorukta olduğu döneme denk geldiği için şu anda herşeyi sünger gibi çekiyorlar. Ayrıca anne evde yokken babaanneye istedikleri kadar  'su verir misin'  desinler, bunu İspanyolca söyleyene kadar babaanne anlamıyor.
 
Bizim için de güzel bir ortam oluştu, ailemiz şenlendi diyebilirim. Eşim uzun zamandır annesiyle böylesine uzun soluklu vakit geçirme fırsatı bulamamıştı. Ayrıca sanırım uzun  zamandır bana söylemese de eşimin aklında olan birşeydi bu. Yani annesiyle bir süre ilgilenmek ve ona vakit ayırmak. Ülkesinden uzakta yaşayan insanlar her ne kadar bulundukları ortama adapte oluyor ve oranın bir parçası haline geliyorlarsa da uzaktaki ailelerini her zaman düşünüyor ve özlüyorlar, özellikle de ebeveynlerini.
 
Yani anlayacağınız şeker gibi bir bayram geçiriyoruz diyebilirim. Bolca İspanyolca, Meksika yemekleri, bayram şekerleri, Abant Gölü'nün kıyısında fayton turları ve çocuklar. Daha ne isterim ki :)
 
Sevgiler :)   

Hiç yorum yok: